Kurumsal Dijital Sorumluluğun Uluslararası Tanımının Yedi Temel İlkesi
With many thanks to Kübra ÇALIŞKAN AKBIYIK for her verification of the translation into Turkish
KDS Manifestosu’nu desteklemek isterseniz, desteğinizi bireysel veya organizasyon olarak İngilizce web sitesi https://corporatedigitalresponsibility.net üzerinden verebilirsiniz.
2021 yılı boyunca, akademisyenler, kurumsal uygulayıcılar ve yazarlardan oluşan uluslararası bir grup, Dijital Sorumluluk yolculuğunuzda size rehberlik edecek bir dizi ilke oluşturmak adına mevcut çalışmalarını her birinden en iyi şekilde yararlanan tek bir uluslararası tanımda toplamak için işbirliği yaptı.
Kurumsal Dijital Sorumluluk (KDS; Corporate Digital Responsibility, CDR), bir organizasyonun verileri ve dijital teknolojileri sosyal, ekonomik ve çevresel açıdan sorumlu olarak algılanacak şekilde kullanmasına yardımcı olan bir dizi uygulama ve davranıştır.
Açıkça tanımlanan amaçla bağlantılı olarak, hem gezegeni hem de toplumu olumlu yönde etkilemeye yönelik açık ve net bir niyet beyanı. Kanıtlarla desteklenen güçlü ve sorumlu dijital yönetişim için harekete geçme taahhüdü. Örneğin bir Dijital Etik Kurulu'nun uygulanması ve organizasyonun faaliyet gösterdiği coğrafyalarda iyileştirilmiş mevzuat, düzenleme ve etik rehberliğin aşılması ve savunulması için yönlendirilmesi.
Bu ilke hakkında daha fazla ayrıntı için buraya tıklayın.
Organizasyonda ve genişletilmiş tedarik zincirinde eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık taahhüdü, sonuçta ortaya çıkan ürün ve hizmetlerin herkes tarafından erişilebilir ve tüketilebilir olmasını sağlamak. Buna ek olarak, bu ürün ve hizmetlerin oluşturulması, teslimi ve desteklenmesinde görev alan çalışanlara sorumlu ve adil davranılması.
Bu ilke hakkında daha fazla ayrıntı için buraya tıklayın.
Kişisel verilerin korunmasına, kimlikle dengelenmiş gelişmiş gizliliğin desteklenmesine, becerilere ve anlayışa erişimde dijital yoksulluğun ele alınmasına ve tüm toplumun dijital ürün ve hizmetlerin zararlı sonuçlarından korunmasına daha güçlü bir odaklanma.
Bu ilke hakkında daha fazla ayrıntı için buraya tıklayın.
·Organizasyon içindeki kararların ekonomik ve toplumsal etkilerini göz önünde bulundurmak. Algoritmaların ve verilerin kurumsal kullanımına ilişkin olarak hissedarlar, çalışanlar ve tüketiciler nezdinde şeffaflık. Hem organizasyon içinde hem de dışında kazançların daha adil paylaşımı ve sürdürülebilir otomasyon yoluyla toplumlar üzerindeki ekonomik etkinin en aza indirilmesi.
Bu ilke hakkında daha fazla ayrıntı için buraya tıklayın.
Ekolojik ve toplumsal açıdan daha iyi ürünlere yönelik tüketici talebini artırmak için adımlar atmak, daha fazla temiz teknoloji (cleantech), yeşil teknoloji (greentech), organik ve düşük atık tedarik zinciri KOBİ'lerini desteklemek ve hayata geçirmek, sürdürülebilir ve toplumsal etki girişimlerine yatırım yapmak.
Bu ilke hakkında daha fazla ayrıntı için buraya tıklayın.
BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri veya benzerlerine karşı kurumsal etkiyi anlamak ve raporlamak. Yenilik yapmak ve karbon dengelemenin (carbon negativity) ötesine geçmek, yenilik yapmak ve en büyük zorlukları çözmek.
Bu ilke hakkında daha fazla ayrıntı için buraya tıklayın.
Çevresel bir BT Stratejisi uygulamak, teknolojinin sonuçlarını anlamak, enerji kullanımını yenilenebilir kaynaklara kaydırmak, etkiyi azaltmak ve en aza indirmek ve doğrulanmamış karbon dengeleme kullanımını en aza indirmek.
Bu ilke hakkında daha fazla ayrıntı için buraya tıklayın.
Kurumsal Sorumluluğun Merkezinde Dijital Sorumluluk, çalışanların, müşterilerin ve hissedarların itibarını ve kuruma olan güvenini korumak .
Örneğin Ethos Vakfı tarafından açıklandığı gibi, aşağıdaki konulardaki tutumunuzu kamuya açıklayan bir Dijital Sorumluluk Kılavuzu (Digital Responsibility Code) oluşturarak ve bunlara bağlı kalarak kamuoyu güvenini kazanmayı kolaylaştırın ve kazanın.
Kurumsal Amacı Tanımlayın ve Hemfikir Olun ve Dijital Çağda Sosyal Değer ve Sürdürülebilirliği desteklemek için uyumu göz önünde bulundurun. Çalışanların ve liderlerin sorumlu eylemlerini mümkün kılan bir organizasyon kültürü oluşturun.
Güçlü Bir Dijital Yönetişim Uygulayın, örneğin yapısı ve yönetişimine gereken özeni göstererek bir Dijital Etik Kurulu oluşturun.
Her bir coğrafya ile pazar (örn. veri/yapay zeka) ve sertifikasyonlara (örn. çevrimiçi güvenlik/emniyet) yönelik uygun yasal, düzenleyici ve etik kurallara bağlı kalarak, bunların geliştirilmesini savunarak ve görünürlüğünü artırarak Daha Güçlü Sorumlu Düzenlemeleri Savunun ve Ötesine Geçin.
Adalet, Eşitlik, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık, müşteriler ve çalışanlar gibi farklı paydaşları dijital teknolojilerin ve hizmetlerin kullanımına etkin bir şekilde dahil etme ihtiyacını doğurur.
Yenilikçi, Erişilebilir ve Kapsayıcı Ürün ve Hizmetler
Adalet, Eşitlik, Çeşitlilik ve Kapsayıcılığı Teşvik Edin
Sorumlu İstihdam Hakları
Verileri ve kişisel gizliliği koruyun, insanların katılımına ve becerilerini geliştirmelerine izin verin ve itibar ve güveni artırmak için zarardan koruyun.
Güçlü Gizlilik Uygulayın
Sorumlu Veri Uygulamalarını Hayata Geçirin
Dijital Olgunluk Becerilerinin Desteklenmesi
Dijital Refahın Desteklenmesi
Organizasyon içindeki kararların ekonomik ve toplumsal etkisini göz önünde bulundurmaya yönelik itibar ihtiyacı .
Sürdürülebilir ve Sorumlu Otomasyon için Plan Yapın
Doğrulanabilir 3. Taraf Verileri ve Algoritmaları ile Paydaşlarla Şeffaflık
Dijital Ekonomik Faydaları İlgili Paydaşlarla Paylaşın
İlerlemenizi hızlandırmak için ortaya çıkan temiz teknoloji ve karbon ekonomisinden yararlanın ve destekleyin.
Sürdürülebilirlik / Çevre / Etki Getirilerine Yatırım Yapın
Doğrulanabilir Karbon Dengelemesi (Offset) Kullanın
Sürdürülebilir Tüketici Davranışlarını Hızlandırın ve Yenilik Yapın
Dijital ürün ve hizmetleri kullanarak gezegen üzerinde organizasyonel kapsamınızdan daha olumlu bir etki yaratmak için Karbon Sıfır veya Karbon Negatif'ten Gezegen Pozitif'e geçmek.
İşin Etkisini 3. Taraf Etki Değerlendirmelerine Göre Raporlayın
Yenilik Yapın ve Kurumsal Sınırların Ötesinde Olumlu Etki Yaratın
Karbon Sıfır veya Karbon Negatif ve Net Sıfır’a doğru ilerlerken organizasyonunuzun etkisini azaltın.
Çevresel Bir BT Stratejisi Uygulayın
Ölçün, Raporlayın, Enerji kullanımını En Aza İndirin ve Yenilenebilir Enerjiye Geçin
Kurumsal Dijital Sorumluluk (KDS) teriminin kullanımı, ilk kez 2018'den günümüze kadar Avrupa'da ortaya çıkan tanımlarda düzenli olarak yer aldığından bu yana artmıştır. Özellikle Almanya ve İsviçre'deki birçok organizasyonun aktif olarak dahil olduğu DACH bölgesinde yaygınlaşmıştır. Pandemi süresince, Güney Kore, Çin, ABD ve Avrupa'nın geri kalanı gibi uzak ülkelerde ortaya çıkan düzenli referanslarla daha da yayıldı.
Yayınlanan tanımların çoğu, tanımın %80-90'ında birbiriyle yakından uyumludur, ancak birkaçı açıkça dikkate alınmaya değer önemli bir ek faktör getirmektedir. Hepsinin ortak noktası, yasal yükümlülüklerin ötesinde dijitalin olumlu toplumsal etkilerini artırmanın ve olumsuz etkilerini en aza indirmenin şirketlerin sorumluluğu olduğunun kabul edilmesidir.
KDS tanımının bir evrimini, bir bilgi grafiği (infographic) ve bir dizi ilkeyi içeren bu çalışmanın amacı, çok yönlü tanımlardaki içeriği, kavramın orijinal üretiminde yer alan ve KDS etrafında uluslararası dili birleştiren bir dizi kişi ile işbirliği içinde üretilenbir KDS manifestosu olarak tanımlanabilecek biçimde bir araya getirmektir.
Bu ortak çalışmanın yazarları (aşağıda alfabetik sırayla), KDS'nin orijinal tanımlarından düzenli olarak alıntılanan üç kişiyi ve kavramın devam eden evriminin ortasında düzenli olarak yer alan diğer kişileri kapsamaktadır:
· Dr. Saskia Dörr (WiseWay, Springer “Corporate Digital Responsibility” kitabının yazarı)
· Tim Frick (Mightybytes ve KDS üzerine düzenli yazar)
· Christopher Joynson (KDS tanımının kurucusu, önceden Atos, şimdi Jacobs)
· Oliver Merx (Global CDR LinkedIn grubunun kurucusu)
· Rob Price (KDS tanımının kurucusu, önceden Worldline, şimdi Alchemmy)
· Michael Wade (KDS tanımının kurucusu, Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü - IMD, Lozan)
KDS'nin öncülü, dijital teknolojilerin hepimiz için olumlu etkiler yaratmak üzere kullanılabileceğidir. Pandemi süresince bunu açıkça gördük. İşgücünün önemli bir kısmının Zoom ve Teams gibi işbirliği araçlarını kullanarak yüksek hızlı geniş bant bağlantılarıyla evden etkin bir şekilde çalışabilmesi; süpermarket alışverişimizi internet üzerinden yapabilmemiz, doktorumuza bir uygulama üzerinden danışabilmemiz veya daha pek çok örnek olmasaydı nerede olurduk? Ancak buna karşı mahremiyetimizin hiç olmadığı kadar tehdit altında olduğu, şifrelerimizin siber saldırılarda ve veri sızıntılarında giderek daha fazla açığa çıktığı ve hedefli sahte haberlerin ve güçlendirilmiş komplo teorilerinin demokrasiyi tehdit ettiği söylenebilir. KDS, şirketlerin toplum ve gezegen için daha olumlu sonuçlar yaratma ve dijital teknolojinin yanlış veya kötüye kullanımının etkilerini azaltma konusunda daha büyük bir sorumluluğa sahip olduğu hipotezinden yola çıkılarak oluşturulmuştur.
Ancak KDS'yi biraz daha ayrıntılı olarak incelemeden önce, Dijital terimini açıklamak önemlidir. Aslında, sadece “Dijital nedir?”
MCA[1] (Birleşik Krallık'ta) 2014 yılında Dijital Yılı kapsamında Dijital’i tanımlamış ve özünü en iyi şekilde "Dijital, yeni fırsatlar ve yeni zorluklarla yeni bir kapitalizm yaratıyor" şeklinde ifade etmiştir. Bugün "Dijital Devrim" olarak adlandırdığımız sürecin çeşitli aşamalarında Dijital, farklı kuruluş türleri tarafından farklı şekillerde algılanmıştır:
Bugün Dijitali, tüketiciye ürün ve hizmet sunmak için veri üreten, işleyen ve veri alışverişi yapan kolaylaştırıcı gelişenteknolojileri (emerging technologies) kullanan çeviklik ve esnekliğin (yani “born in the web” zihniyeti) birleşimi olarak görüyoruz. Bu 'teknolojiler' arasında bulut, mobilite, nesnelerin internet (IoT), blok zinciri, kuantum, otomasyon, makine öğrenmesi ve yapay zeka ve daha fazlası yer almaktadır. 'Ürün ve hizmetler' yıkıcı, daha verimli, daha ucuz ve daha kolay erişilebilir olabilir.
Dahası, bu teknolojilerin değişim hızı, yıkıcı veya yenilikçi ürün ve hizmetlerin sağlanmasında daha hızlı çalışan kuruluşlarla birleştiğinde, hem bu ürünlerin benimsenmesi hem de işveren ve çalışanların (geleneksel işletmelerde) yeni beceriler geliştirme becerisinde insanların ayak uydurmasının zor olduğu kanıtlanmıştır.
En azından Atos/Worldline tanımının evrimi açısından Kurumsal Dijital Sorumluluk kavramının yaratılmasına yol açan da bu genişleyen dijital uçurum algısı (sadece geniş bant bağlantısına erişim olarak değil, ihtiyaç duyulan teknoloji, araç ve becerilere erişebilme olarak düşünülmeli) olmuştur.
Bununla birlikte, fikrin bir dizi perspektiften geliştiğini söylemek doğru olacaktır. Dijital iş dünyası (özellikle GAFA) açısından bakıldığında bu, İnternetin yükselişinden bu yana BİT şirketlerinin daha iyi bir sosyal sorumluluğa sahip olması için ortaya çıkan ihtiyaç olabilir. Buna ek olarak, dijitalleşmeyle birlikte yeni iş ve toplumsal seçeneklerin ortaya çıktığınıve düzenlemelere ek olarak yumuşak yasaların (veya dijital etik kılavuzların) gerekliliğini gören yargı perspektifini de sayabilirsiniz (bkz. Almanya'daki Federal Adalet ve Tüketiciyi Koruma Kurumu’nun KDS Girişimi; CDR Initiative). Ve daha da önemlisi, sürdürülebilirlik perspektifinden bakıldığında, dijital gelişimin ekolojik etkilerinin (örneğin veri merkezleri, kripto algoritmaları vb.) uzun süre göz ardı edildiği giderek daha açık hale geldi.
[1] Management Consultancies Association (MCA) – Birleşik Krallık'ta ticaret odası
KDS'nin odak noktası ve gelişiminin büyük bir kısmı Avrupa'nın DACH (Almanya, Avusturya, İsviçre) bölgesinde olmuştur. Bu durum, Alman Hükümetinin (Federal Adalet ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı) başlangıçtaki ilgisinden kaynaklanmış ve daha sonra bu ilginin yerini, genellikle teknoloji sektörünün hakim olduğu Ticaret Birlikleri almıştır. Polonya ve İtalya gibi komşu coğrafyalarda KDS terimine yönelikdaha geniş bir ilgi ve kullanım olmuştur. Başka yerlerde, özellkle İngiltere ve Fransa'da, KDS'nin kendi bütünsel vizyonundan ziyade bileşenlerine (örneğin, Çevresel Sorumluluk ve ayrıca Dijital Etik) odaklanılmaktadır. Ancak 2021'de, Samsung'un (Güney Kore) Ocak ayında yaptığı bir açıklamada KDS taahhüdünde bulunması ve Çin ve ABD'de bu konuda ortaya çıkmaya başlayan makaleler ile daha uzaklardan ilgi gördük.
Bu girişimlerin birçoğu faaliyet gösterilen ülke ile sınırlı kalma eğilimindedir. Örneğin, Alman Dijital Ekonomi Birliği (BVDW) yakın zamanda KDS'yi "CDR Building Bloxx" adı verilen faaliyetin bir parçası olarak tanımladı, ancak üyeleri arasında bir dizi uluslararası işletme bulunmasına rağmen, Almanya'ya ve Almanya'daki istihdam ve ekonomik duruma odaklanmıştır. Benzer şekilde, İsviçre'deki Ethos Vakfı tarafından KDS üzerine hazırlanan mükemmel çalışma, yatırım fonu ile bir dizi üst düzey İsviçreli (yine uluslararası) işletme arasındaki ilişkiye odaklanmaktadır – aslında, KDS olarak adlandırılmasa da, verilerin uygun kullanımını belgelendirme ve güvenlik ve gizliliğe odaklanma konusunda bazı ilginç çalışmalar yapan İsviçre Dijital Girişimi'nden de bahsetmek gerekir.
Bazı mükemmel küresel ve bölgesel koordineli faaliyetler vardır, ancak bunlar KDS'nin kendisinden ziyade bileşenlerinden biri için olma eğilimindedir. Örneğin, Dünya Ekonomik Forumu (Kay Firth-Butterfield liderliğinde) Etik Yapay Zekaya çok güçlü bir şekilde odaklanmaktadır ve BM Çevre Programı, yakın zamanda başlatılan Dijital Çevresel Sürdürülebilirlik Koalisyonu’nda (CODES) da kilit bir rol oynayarakküresel bir Dijital Dönüşüm konusunda değerli çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca, terimi açıkça kullanmasalar da KDS ile ilgili benzer amaçlara sahip, yeni doğmakta olan bir dizi başka komşu hareket veya grup olduğunu da belirtmek gerekir – örneğin Digital with Purpose ve Tech for Good.
Dolayısıyla, bu makalenin ve çeşitli tanımların en iyilerinin derlenmesinin amacı, sadece KDS'nin ne olabileceği ve kuruluşların bunu hem kuruluşlarının sınırları içinde hem de daha da önemlisi kuruluşlarının dışında yaptıklarını tanımlamak için bütünsel bir çerçeve olarak nasıl kullanabileceklerine dair küresel bir bakış açısısağlamaktır – toplumların karşılaştığı zorluklarını çözmek için yenilik yapmak amacıyla dijital teknolojilerden yararlanarak yaratabilecekleri olumlu etki hakkında daha fazla düşünmelerini sağlamak.
Daha önce de belirtildiği gibi, tüm tanımlar geniş ölçüde birbiriyle uyumludur ve bir işletmenin dijital teknoloji ve hizmetler bağlamında kurumsal sorumluluklarıhakkında düşünmesine yardımcı olma konusunda etkilidir. Benimsediğimiz yaklaşım yeniden icat etmek değil, tanımların her birinin en iyi kısımlarını mevcut ilkelerin üzerine yerleştirmektir. Bu bağlamda, Kurumsal Sorumluluğun (KS) orijinal ilkelerine (yani ekonomik, ekolojik ve toplumsal) geri döndük, ancak bunları özellikle dijital bir mercekle ele aldık. KDS ile birlikte KS perspektifleri genişlemiş ve dijital alanda etkisini göstermiştir. Dijital perspektifin geleneksel üç perspektifle nasıl etkileşime girdiğine dair çeşitli öneriler bulunmaktadır. “Dörtlü model”de ekonomik, ekolojik ve sosyal üç alana dördüncü dijital alan eklenmiştir.
Bunun bir varyasyonunda Michael Wade (bkz. Şekil 1), günümüz dijital dünyasında teknoloji (ve dijital) her şeyle iç içe geçtiği için dördüncü çemberin - teknolojik - özünde üçü için bir filtre olarak çalıştığı bir model önermiştir.
SOSYAL KDS
EKONOMİK KDS
ÇEVRESEL KDS
TEKNOLOJİK KDS
Diğer boyutların yanına sadece dördüncü bir boyut eklemenin, fiziksel dünyaya bir karşılık oluşturan dijitalleşmenin geniş kapsamlı etkilerinin hakkını vermeyeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle, Dr. Saskia Dörr'ün (2021) çalışmasına dayanarak, fiziksel ve/veya dijital dünyadaki etkilerini gösteren sosyal, ekolojik ve ekonomik etkilere sahip entegre bir KDS modeli öneriyoruz. Bu, dijital faaliyetlerin etkilerinin dijital dünyada kalmadığını ve dijital ve fiziksel dünyadaki etkilerin birbirini etkilediğini vurgulamaktadır.
Şu anda karşı karşıya olduğumuz bazı zorlukların ölçeği, fark yaratmak için sadeceorganizasyonun sınırlarını yöneticilerin sorumluluğu olarak görmenin yeterli olmayacağı yönündedir. Örneğin, bir işletmenin çevre üzerindeki kendi etkisini azaltma sorumluluğunu kabul etmesi önemli olmakla birlikte, zorluğun boyutu, çok sayıda işletmenin bunun ötesine (Net Sıfır veya Karbon Negatif'in ötesine) geçmesive kendi etkisinin üzerinde ve ötesinde toplumsal veya ekolojik etkiye sahip ürün ve hizmetler yaratmak için yenilikler yapmasına ihtiyacımız olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bir kuruluş olarak Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) ile uyumlu olmanın bir şey olduğunu, ancak kişisel verilerin toplumun bütünü için yönetilme şekli üzerinde olumlu bir etki yaratmanın – örneğin iyileştirilmiş mevzuatı savunarak veya iyileştirilmiş ürünler sunarak – tamamen farklı bir şey olduğunu kabul ederek dijital etik hakkında da benzer şeyler söyleyebiliriz. Özetle, kurum içi yapının düzgün olmasını sağlamak kadar dış etkiye de açıkça bakmalıyız.
Şekil 1: Michael Wade (MIT Sloan Review, 2020)
Toplum adına yatırım kararları veren birinin (emeklilik fonları) bakış açısıyla hareket ettiği için Ethos’un KDS tanımına dikkat çekmeye değer. Bu tanıma dahil edilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır; bunlardan en önemlisi Yönetim Kurulu’nun kamuya açık bir Dijital Sorumluluk Kılavuzuna (Digital Responsibility Code) sahip olması gerekliliğidir. Ethos tanımının bu ilk yol gösterici ilkesi, çeyreğinbelirli bir bölümüne (ekonomik, ekolojik, sosyal veya teknolojik) ayrılmaktan ziyadetümünün merkezinde yer almaktadır.
Kılavuzun varlığıyla ilgili olarak, bu kılavuzun tamamen şeffaf bir şekilde yayınlanması ve sadece bununla da kalmayıp bu ilkenin yapay zeka gibi tüm veri ve teknolojilerin kullanımına uygulanması – özünde Açıklanabilir Yapay Zekanın şeffaflığı – ilkesi yer almaktadır. Buradaki anahtar kelime şeffaflık ve kamuya yapılan açıklamaların güvenilirliğidir. ÇSY (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) raporlamasının artan odağı ve piyasa aldatmacası (market hype) ve dijital yıkamanın (digital washing) ötesine geçerek gerçeğe ulaşmayı amaçlayan kıyaslama ile birlikte, bu kılavuza bağlılığın şeffaflığı anahtar bir bileşen olacaktır. Bu nedenle, Ekonomik KDS çeyreğine şeffaflığı ekledik.
Yönetim Kurulu, şirketin karşı karşıya olduğu ana konuları kapsayan ve bunların önem derecesini şirketin faaliyet sektörü ve spesifik özelliklerine göre tartan bir Dijital Sorumluluk Kılavuzuna sahip olmasını sağlamalıdır. Yönetim Kurulu tüm dijital konuları kapsamaktan ve kapsamın ilgili olduğunu her yıl doğrulamaktan sorumludur. Kılavuz en azından aşağıdaki konuları kapsamalıdır:
Atos (ve Worldline'ın) çalışmaları kapsamında KDS tanımının oluşturulmasının bir parçası olarak, 2017 yılında insanların teknoloji hakkında ne hissettiklerine ilişkin küresel bir anket yapıldı. Bu anket, özellikle başarılı bir benimsemeye yol açan kalıpların neler olduğunu ve korkunun ya da güven eksikliğinin hangi noktalarda daha yüksek olduğunu anlamaya çalışıyordu. Temel olarak sonuçlar, insanların en çok, ürünlerin son derece kullanışlı olduğu - kullanımı basit, zaman kazandıran - veya potansiyel bir kişisel sağlık faydası sağladığı durumlarda rahat ettiği şeklinde özetlenebilir. Daha geniş anlamda bu durum, KDS tanımlarında ürün erişilebilirliğive dijital refah üzerine güçlü bir odaklanmaya yol açmıştır. KDS ile ilgili bazı konuşmalarda, dijital teknolojiler kullanılarak verilerin kötüye veya uygunsuz kullanımının önlenmesine odaklanılmaktadır, ancak daha genel olarak sonuçları doğru yönde yönlendirmeye yardımcı olan ürün ve çözümlerin pozitif bir şekildeyaratılmasını dikkate almak önemlidir. Bu nedenle Dijital Refah, "kullanıcı merkezli, erişilebilir, kullanışlı ürün tasarımı"na ek olarak dahil edilmiştir.
2021'de pandeminin ötesinde haberlere iklim olaylarının haberlere hakim olmasıyla birlikte, toplumsal sürdürülebilirliği gezegenin sürdürülebilirliğinden ayırmanın imkansız olduğu artık açıktır. KDS'nin çevresel yönüne yapılan bu büyük vurgu, yeniden canlandırılan Paris Anlaşması, COP26 ve 2030 yılına kadar BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin (SDG'ler) gerçekleştirilmesine yönelik çabanın ardından bu alana odaklanma ve ilginin arttığını da kabul etmektedir. İlginç bir şekilde, Atos'un tanımındaki eksiklik de buydu, ancak diğer tanımların çoğunda temsil edildi.
Michael Wade'in tanımındaki bu çeyreğin asıl odağı, kurumsal sınırlar içindeki faaliyetlere, yani atık teknolojisinin geri dönüşümü, uygun şekilde imha edilmesi ve yenilenebilir enerji kullanımına sıkı bir şekilde odaklanmıştı ve bunların hepsi kesinlikle hayati öneme sahiptir. Bununla birlikte, bu hızla gelişen bir alandır ve pandemi, yakın zamanda 26 teknoloji firması tarafından imzalanan Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal) gibi bir dizi yeni girişimin de yardımıyla son birkaç ayda bu konuya olan ilgiyi ve odaklanmayı hızlandırdı.
İç Çevre çeyreğine yapılan ilk önemli ekleme, işletmelerde herhangi bir projeyi çevresel etki merceğinden etkili bir şekilde yönetmelerine olanak tanıyan gerçek zamanlı gösterge tablolarının (dashboards) oluşturulmasını sağlayan verileri ve raporlamayı bir araya getirmek için dijital teknolojilerin (IoT ve OCR, NLP vb. gibi yapay zeka algısı) kullanılmasıdır. Bunu, karbon nötr veya hatta bazı durumlarda karbon negatif olma yönünde önemli taahhütlerde bulunan büyük uluslararası kuruluşlarda gördük.
Bir önceki bölümdeki ilkelere dayanan ikinci grup ise, iklim değişikliği, biyoçeşitlilik veya kaynak sürdürülebilirliği gibi çevre üzerinde olumlu etkisi olan ürünler yaratmak ve yenilik yapmak için dijital teknolojilerin kullanılmasıyla ilgilidir. Bu bağlamda, dünya çapında görülen bazı iyilik için teknoloji (Tech for Good) faaliyetlerini ve işbirliğine dayalı yenilikleri kapsayan “Çevresel etki için ürün ve hizmetler yaratan Dijitali kullanarak yenilik yapın” ilkesi de eklenmiştir. Bu, BM Çevre Programı'nın (CODES'in bir parçası ve ayrı bir program olarak) kendi geniş ölçüde dağıtılmış dijital dönüşüm programı etrafında ürün ve hizmetler oluşturmak için topluluklar ve iş dünyası ile birlikte yürüttüğü çalışmaları tanımaktadır.
Doğum aşamasındaki haliyle KDS için en büyük soru, akademik bir kavram olarak mı kalacağı yoksa iş dünyası tarafından kitlesel olarak benimsenmeye mi geçeceği olmuştur. Bunun için kritik olan, değişim için zorlayıcı bir nedenin olmasıdır – nasıl daha yüksek gelirlere ve daha iyi kar marjlarına yol açacaktır? Aslında bu, değişim ihtiyacının geçtiğimiz birkaç on yıldır bildiğimiz ekonomik modeller bağlamında nasıl ifade edildiği ile ilgilidir.
Kuşkusuz bir değişim söz konusu. Daha önce Ethos'tan, organizasyonların faaliyetlerini dünya üzerinde yarattıkları sürdürülebilir etki açısından tanımlama becerilerine dayalı olarak yatırım kararları almak isteyen bir organizasyon örneği olarak bahsetmiştik. Gerçekten de, şu anda ÇSY konusunda daha yüksek puan alan organizasyonlar, sermayeye daha uygun erişim gibi olumlu sonuçları şimdidenelde etmeye başladılar. Bunun yanı sıra, düşük ÇSY puanlarının etkisi de itibar ve genç yetenekleriçekmenin zorluğu açısından daha açık bir şekilde görülmektedir.
Michael Wade'in tanımının ekonomik çeyreğinde kısmen ele alınan büyük teknoloji vergilendirmesi ve düzenlemesi konusunda, sürdürülebilir ve şeffaf tedarik zincirlerine ve sürdürülebilir otomasyonla ilgili hususlara yapılan vurgu gibi gözle görülür tartışmalar görüyor, bir yandan da işgücünün anlık faaliyetin ötesinde evrimine güçlü bir şekilde odaklanmayı sürdürüyoruz. Buna eklenmesi önerilen Sosyal Etki Yatırımı, Sosyal Etki Tahvillerinin (SIB) ve Kalkınma Etki Tahvillerinin (DIB) son zamanlardaki büyümesini kabul etmektedir. Bunların her zaman dijital olarak etkinleştirilmesi gerekmese de, ekonomik manzara gelişmeye devam ederken gerçek bir fark yaratmak için Dijital teknolojilerin ve Veri analitiğinin (etik olarak kullanılan) rolü olduğu açıktır.
Son olarak, bu aynı zamanda Dijital Sorumluluk Kılavuzunu paylaşma sorumluluğuyla merkeze eklemeyi önerdiğimiz bir başka önemli yapıyı da ortaya çıkarır: Bu, kuruluşların Tanımlanan Amaçları ile uyumdur. Pek çok kuruluş, şirketleri, müşterileri, toplulukları ve daha da önemlisi meslektaşları arasındaki bağı güçlendirecek şekilde amaçlarını yeniden gözden geçirme ve yeniden tanımlama aşamasındadır.
Gerçek bir fark yaratmak için her bir tarafın bu değişikliklerin uygulanmasına inanması ve GÜVEN duyması gerekir. Bulut yıkama (cloudwashing), yeşil yıkama (greenwashing) ve daha fazlası gibi çeşitli pazarlama aldatmacalarının yaşandığı bir on yıl geçirdik. Artık organizasyonlar sadece doğru şeyi söylemekle kalmamalı, aynı zamanda ister kamu ister özel sektör kuruluşu olsun tüm paydaşların değişimi görüp hissetmelerini ve gezegenimizin ve toplumumuzun sürdürülebilirliği üzerinde olumlu bir etki yaratmak için dönüşümlerini başarıyla gerçekleştiren bir organizasyonagüvenmelerini sağlamak için bunu eyleme geçirmelidirler.
Yukarıdaki metinde bir dizi KDS tanımı ve girişimine atıfta bulunulmuştur. Bütünlük açısından, aşağıdaki girişimler de yerel coğrafyalarda aktiftir.
KDS girişimi (CDR initiative; Almanya) tarafından yayınlanan CDR Kodex
Dokuz İlke, KDS'nin hedeflerini gösterir ve şirketleri önlem seçiminde destekler. Bunlar beş eylem alanı ile desteklenmektedir: Veri İşleme, eğitim, iklim ve kaynakların korunması, çalışan katılımı ve kapsayıcılık. CDR Kodex, KDS girişiminin kurumsal üyeleri tarafından geliştirilmiş ve 2021 yılında yayınlanmıştır. Tüm üyeler ilkelere bağlı kalmayı ve bunları raporlamayı taahhüt etmektedir. Almanya Federal Adalet ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı tarafından yönetilmekte ve sadece ekonomi, politika ve toplumdaki karar vericilere değil, aynı zamanda tüketicilere de hitap etmektedir.
KDS ile benzer hedefleri olan, yani teknoloji kullanımı ve verilerin uygun kullanımı iletoplum ve gezegen için daha olumlu sonuçlar yaratan bir dizi başka hareket/girişim veya program vardır. Belirli bir sıralama olmaksızın bunlar şunlardır:
· Tech for Good
· Digital with Purpose
· ForHumanity
Copyright © 2024 Corporate Digital Responsibility - All Rights Reserved.
Check out the Digital Responsibility Forum for services and fractional consulting to help you on your CDR journey.